M ARMAGAN / OSMANLI INSANLIGIN SON ADASI
M ARMAGAN / OSMANLI INSANLIGIN SON ADASI
- Stok Durumu: 3
- Yayınevi: Timaş Yayınları
- Ürün Kodu: 9786051141879
0 Kez Satıldı
21 Kez Bakıldı
Mustafa Armağan
150,00TL
Sonra Kargoda !
Mustafa Armağan tarafından kaleme alınan 'Osmanlı İnsanlığın Son Adası', Osmanlı İmparatorluğu'nun en şanlı dönemlerinden birine ışık tutuyor. Bu eser, tarih meraklılarına ve Osmanlı tarihine ilgi duyan okurlara hitap ediyor. Sayfalar arasında dolaşırken, imparatorluğun gizemli hikayelerine ve tarih sahnesinde bıraktığı derin izlere tanıklık edeceksiniz. Bu kitap, araştırma-tarih kategorisinde kendine özel bir yer bulacak ve tarih severlerin kitaplığında mutlaka olması gereken eserlerden biri olarak görülüyor.
Mustafa Armağan, yıllardır üzerinde çalıştığı Osmanlı tarihini yeni bir gözle okuma serüvenini taçlandırıyor Osmanlı: İnsanlığın Son Adası adlı kitabıyla.
Bildiğimiz bu büyük tarihin bilmediğimiz nice yönlerini, yeni bir bakışla gündeme getiren Armağan, böylece Osmanlı tarihindeki bazı klişeleşmiş hüküm ve anlatıları sorgulamaya girişiyor: Kapitülasyonlar iyi bir şey miydi? Osmanlı toplumu erkek egemen miydi? Harem gerçekten de bir haz mekânı mıydı? Patrona Halil bir eşkıya mıydı yoksa halk kahramanı mı? Osmanlı'da demokrasi var mıydı? Osmanlı: İnsanlığın Son Adası, bu ve benzeri soruları cevaplandırmaya yönelik kışkırtıcı bir okuma girişimi.
Türkiye Yazarlar Birliği 2003 Fikir Ödülü sahibi OSMANLI: İNSANLIĞIN SON ADASI, gözden geçirilmiş baskısıyla…
"Bu ülke"nin aydını olmak gibi ağır bir sorumluluk var sırtımda. Asırlar boyunca haksızlıklara uğramış bir toplumun ve boynu bükük durmak zorunda bırakılmış bir neslin mensubu olarak -kimse kusara bakmasın- incelediğim nesneye bir avuç kükürde bakar gibi bakamam. Üstelik de mensubu olduğum medeniyet, yeryüzü yağmacılarına karşı şerefli bir direnişi gerçekleştirmiş ve bu süreçte hem dışarıdan, hem de bizzat kendi evlatları tarafından haksızlıklara uğramışsa bu konudaki tarafsızlığımın objektiflik anlamına gelmeyeceğini, gelemeyeceğini söylemek zorundayım.Cemil Meriç, "Ben bu mazlum medeniyetin sesi olmak istiyorum" demişti. Ben de, bu kitapta, mazlum bir tarihin sesi olmak istedim. Okul kitaplarından tutun da sözde Osmanlı'yı savunmak amacıyla yazılmış ideolojik kitaplara kadar itilen, kakılan, reddedilen, yeterince anlama çabası gösterilmeden mahkûm ediliveren ve sürekli kolaycı şablonlara göre yargılanan Osmanlı tarihinin bütün bu ideolojik ve siyasi boyalar döküldükten sonra görünecek olan gerçek dokusundan bazı kesitler çıkartmaya çalıştım. Yeniçeri Ocağı'na atılan güllelerin gerçekte Osmanlı toplumunun tam kalbine düştüğünden başlayan ve "Osmanlı gerilemesi" diye bir şeyin olup olmadığına varan, yahut "Padişahlar güler miydi?" sorusundan yola çıkan ve kapitülasyonların "iyi" bir şey olduğuna dayanan pek çok "aykırı" görüşün dile getirilmesinin sebebi bu aslında. Bize gösterilmek istenilen tarihin perde arkasındaki yüzünü seçme ve bir yerde "inşa" etme çabası benimki.
-Mustafa Armağan-
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 368
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: Timaş Yayınları
Kitap Adı:
Osmanlı - İnsanlığın Son Adası
Yazar:
Mustafa Armağan
Yayınevi:
Timaş Yayınları - Osmanlı Tarihi Dizisi
İlk Baskı Yılı:
2010
Dil:
Türkçe
Barkod:
9786051141879
Osmanlı - İnsanlığın Son Adası Kitap Açıklaması
Mustafa Armağan, yıllardır üzerinde çalıştığı Osmanlı tarihini yeni bir gözle okuma serüvenini taçlandırıyor Osmanlı: İnsanlığın Son Adası adlı kitabıyla.
Bildiğimiz bu büyük tarihin bilmediğimiz nice yönlerini, yeni bir bakışla gündeme getiren Armağan, böylece Osmanlı tarihindeki bazı klişeleşmiş hüküm ve anlatıları sorgulamaya girişiyor: Kapitülasyonlar iyi bir şey miydi? Osmanlı toplumu erkek egemen miydi? Harem gerçekten de bir haz mekânı mıydı? Patrona Halil bir eşkıya mıydı yoksa halk kahramanı mı? Osmanlı'da demokrasi var mıydı? Osmanlı: İnsanlığın Son Adası, bu ve benzeri soruları cevaplandırmaya yönelik kışkırtıcı bir okuma girişimi.
Türkiye Yazarlar Birliği 2003 Fikir Ödülü sahibi OSMANLI: İNSANLIĞIN SON ADASI, gözden geçirilmiş baskısıyla…
"Bu ülke"nin aydını olmak gibi ağır bir sorumluluk var sırtımda. Asırlar boyunca haksızlıklara uğramış bir toplumun ve boynu bükük durmak zorunda bırakılmış bir neslin mensubu olarak -kimse kusara bakmasın- incelediğim nesneye bir avuç kükürde bakar gibi bakamam. Üstelik de mensubu olduğum medeniyet, yeryüzü yağmacılarına karşı şerefli bir direnişi gerçekleştirmiş ve bu süreçte hem dışarıdan, hem de bizzat kendi evlatları tarafından haksızlıklara uğramışsa bu konudaki tarafsızlığımın objektiflik anlamına gelmeyeceğini, gelemeyeceğini söylemek zorundayım.Cemil Meriç, "Ben bu mazlum medeniyetin sesi olmak istiyorum" demişti. Ben de, bu kitapta, mazlum bir tarihin sesi olmak istedim. Okul kitaplarından tutun da sözde Osmanlı'yı savunmak amacıyla yazılmış ideolojik kitaplara kadar itilen, kakılan, reddedilen, yeterince anlama çabası gösterilmeden mahkûm ediliveren ve sürekli kolaycı şablonlara göre yargılanan Osmanlı tarihinin bütün bu ideolojik ve siyasi boyalar döküldükten sonra görünecek olan gerçek dokusundan bazı kesitler çıkartmaya çalıştım. Yeniçeri Ocağı'na atılan güllelerin gerçekte Osmanlı toplumunun tam kalbine düştüğünden başlayan ve "Osmanlı gerilemesi" diye bir şeyin olup olmadığına varan, yahut "Padişahlar güler miydi?" sorusundan yola çıkan ve kapitülasyonların "iyi" bir şey olduğuna dayanan pek çok "aykırı" görüşün dile getirilmesinin sebebi bu aslında. Bize gösterilmek istenilen tarihin perde arkasındaki yüzünü seçme ve bir yerde "inşa" etme çabası benimki.
-Mustafa Armağan-
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 368
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: Timaş Yayınları