Cariyenin Gelini Nurbanu
Cariyenin Gelini Nurbanu
- Stok Durumu: 1
- Yayınevi: Artemis Yayınları
- Ürün Kodu: 9786054377909
0 Kez Satıldı
44 Kez Bakıldı
Demet Altınyeleklioğlu
330,00TL
Sonra Kargoda !
Osmanlı tarihinin önemli figürlerinden biri olan Nurbanu Sultan'ın hayat hikayesini konu alan 'Cariyenin Gelini Nurbanu' kitabı, dönemin entrika dolu saray yaşamına ışık tutuyor. Tarihi olaylara dayanarak kurgulanan bu eser, hem eğitici hem de sürükleyici bir okuma vaat ediyor. Yazar Demet Altınyeleklioğlu'nun akıcı üslubu ve detaylara verdiği önem, okuyucuyu adeta o döneme götürüyor. Bu kitap, tarih meraklıları ve dönem romanlarının tutkunları için biçilmiş kaftan. 11. baskıya ulaşan bu başyapıt, kütüphanenizde mutlaka yer alması gereken değerli bir eser.
İktidar hırsıyla bilenmiş iki kadın, aşka tutsak iki erkek ölümün kıyısında yaşanan hayatlar. Harem cehenneminden cennete uzanan bir yol. Kendi destanını yaratan, osmanoğlu'na kader katan, aykırı bir kadın. Aşk, entrika, tuzak, ihanet...
Güzeller güzeli CecılıaBaffo'ydu o...
Venedik Venedik olalı, ondan güzelini görmemişti. Altın Kız derlerdi ona. Serenatlar ona yapılır, aşk şiirleri onu anlatırdı. "Güneş doğudan değil, Cecilia'nin gözlerinden doğar, onun gözlerinden batar. Yıldızlar gözlerinde parıldar" derdi şarkılar. Ancak kaderin rüzgarı yaman esecek, Cecilia kaçırılacak ve Sultan Süleyman'ın haremine savrulacaktı. Rüyaların kraliçesi, artık bir köleydi. Haremi birbirine katan cariye Cecilia'nın yolu, Sultan Süleyman'ın, güzellikte kendisiyle yarışan biricik kızıMihrimah'la kesişti. "Senin adın artık Nurbanu olsun!" dedi Mihrimah. "Tanrının Işığını Saçan Kraliçe..." Nurbanu, güzelliği ve aklıyla büyülediği, Hürrem'in oğlu Şehzade Selim'in ruhunda iktidar fırtınası yaratacaktı. Oysa, Sultan Süleyman'ın karısı Hürrem, iktidar oyununu Selim'in değil, küçük oğlu Beyazıt'ın üzerine kurmuştu. Ve böylece kayınvalide Hürrem ve gelin Nurbanu arasında amansız bir mücadele başladı...
"Ben, Sultan Murad Han'ın annesi Cecilia Baffo'yum. Öyküm dillere destan olmalı!" dedi. Dediği oldu.
Tarih benim için ne der, umurumda değil. Tarih, kalem kimin elindeyse onun hikayesini anlatır. Bugün kahraman ilan ettiğini yarın lanetler. Hain diye damgaladığına, yarın bir bakarsın alkış tutar. Osmanlı'nın benim hakkımda vereceği hüküm de umurumda değil. Venedik'in dediği de, diyeceği de. Ben bahtımın çizdiği yolda yürüdüm. Başka çarem vardı da yapmadım mı, başka yolum vardı da yürümedim mi? Kader rüzgarsa, insan dediğin de önüne kattığı kuru yaprak. Esti mi bir o yana savurur adamı, bir bu yana. Savrula savrula buralara geldim, bunları yaptımsa suç benim mi? Varsın tarih istediğini yazsın. Osmanlı ne bilirse onu desin. Venedik, maskesiz dolaşamadığına bakmadan varsın beni ayıplasın. Hepsi celladın yağlı urganından, kılıcından, baltasından iyidir. Gerçeği yaşayan bilir. Ben yaşadım. Venedikli Cecilia Baffo'dan Nurbanu doğurdum. Bir cariyeden kraliçe yarattım. Bir sarhoştan kral...
Herkes böyle bilsin. Osmanlı'ya iki padişah veren Nurbanu Valide Sultan'ım ben.
İnce Kapak:
Sayfa Sayısı: 824
Baskı Yılı: 2014
Cep Boy:
Sayfa Sayısı: 790
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Artemis Yayınları
Kitap Adı:
Cariye'nin Gelini Nurbanu
Yazar:
Demet Altınyeleklioğlu
Yayınevi:
Artemis Yayınları - Edebiyat Dizisi
İlk Baskı Yılı:
2011
Dil:
Türkçe
Barkod:
9786054377909
Cariye'nin Gelini Nurbanu Kitap Açıklaması
İktidar hırsıyla bilenmiş iki kadın, aşka tutsak iki erkek ölümün kıyısında yaşanan hayatlar. Harem cehenneminden cennete uzanan bir yol. Kendi destanını yaratan, osmanoğlu'na kader katan, aykırı bir kadın. Aşk, entrika, tuzak, ihanet...
Güzeller güzeli CecılıaBaffo'ydu o...
Venedik Venedik olalı, ondan güzelini görmemişti. Altın Kız derlerdi ona. Serenatlar ona yapılır, aşk şiirleri onu anlatırdı. "Güneş doğudan değil, Cecilia'nin gözlerinden doğar, onun gözlerinden batar. Yıldızlar gözlerinde parıldar" derdi şarkılar. Ancak kaderin rüzgarı yaman esecek, Cecilia kaçırılacak ve Sultan Süleyman'ın haremine savrulacaktı. Rüyaların kraliçesi, artık bir köleydi. Haremi birbirine katan cariye Cecilia'nın yolu, Sultan Süleyman'ın, güzellikte kendisiyle yarışan biricik kızıMihrimah'la kesişti. "Senin adın artık Nurbanu olsun!" dedi Mihrimah. "Tanrının Işığını Saçan Kraliçe..." Nurbanu, güzelliği ve aklıyla büyülediği, Hürrem'in oğlu Şehzade Selim'in ruhunda iktidar fırtınası yaratacaktı. Oysa, Sultan Süleyman'ın karısı Hürrem, iktidar oyununu Selim'in değil, küçük oğlu Beyazıt'ın üzerine kurmuştu. Ve böylece kayınvalide Hürrem ve gelin Nurbanu arasında amansız bir mücadele başladı...
"Ben, Sultan Murad Han'ın annesi Cecilia Baffo'yum. Öyküm dillere destan olmalı!" dedi. Dediği oldu.
Tarih benim için ne der, umurumda değil. Tarih, kalem kimin elindeyse onun hikayesini anlatır. Bugün kahraman ilan ettiğini yarın lanetler. Hain diye damgaladığına, yarın bir bakarsın alkış tutar. Osmanlı'nın benim hakkımda vereceği hüküm de umurumda değil. Venedik'in dediği de, diyeceği de. Ben bahtımın çizdiği yolda yürüdüm. Başka çarem vardı da yapmadım mı, başka yolum vardı da yürümedim mi? Kader rüzgarsa, insan dediğin de önüne kattığı kuru yaprak. Esti mi bir o yana savurur adamı, bir bu yana. Savrula savrula buralara geldim, bunları yaptımsa suç benim mi? Varsın tarih istediğini yazsın. Osmanlı ne bilirse onu desin. Venedik, maskesiz dolaşamadığına bakmadan varsın beni ayıplasın. Hepsi celladın yağlı urganından, kılıcından, baltasından iyidir. Gerçeği yaşayan bilir. Ben yaşadım. Venedikli Cecilia Baffo'dan Nurbanu doğurdum. Bir cariyeden kraliçe yarattım. Bir sarhoştan kral...
Herkes böyle bilsin. Osmanlı'ya iki padişah veren Nurbanu Valide Sultan'ım ben.
İnce Kapak:
Sayfa Sayısı: 824
Baskı Yılı: 2014
Cep Boy:
Sayfa Sayısı: 790
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Artemis Yayınları